Kitap : Soğukkanlılıkla
Yazar : Truman Capote
Yayınevi : Sel Yayıncılık
Basım Tarihi : 2011
Sayfa Sayısı : 419
Boyutları : 14x20 cm
.
.
Book: In Cold Blood
Writer : Truman Capote
Publisher : Penguin Books
Publish Date : 2000
Pages: 352
Dimensions : 7.6 x 5 x 0.9 inches
.
.
Konu:
Soğukkanlılıkla gerçeğin edebiyat ile
buluştuğu bir kült roman...
Cezaevinden yeni çıkan iki genç adam,
orta sınıf bir Amerikan ailesinin tüm bireylerini bir gece yarısı
soğukkanlılıkla öldürürler. 20. Yüzyıl Amerikan edebiyatının önde gelen
isimlerinden Truman Capote, Kansas'ta 'nedensiz' işlenmiş en vahşi cinayetler
olarak tarihe geçen bu olayın izini sürer. Ailenin yakınlarıyla, soruşturmayı
yürüten dedektiflerle ve katillerle görüşür. Uzun bir araştırma döneminden
sonra bu cinayetlerin öykülerini edebi bir anlatım ile kaleme alarak
kurbanların ve katillerin yaşamlarını en ince ayrıntılarına dek okura sunar.
Kendisini olayın bir parçası olarak
gören okur, kitabı bitirdiğinde bu cinayetlerin asıl sorumlusunun kim olduğuna
karar vermekte zorlanır.
Capote'nin bu en önemli eseri
"roman özellikleri taşımayan romanın" ve çağdaş "gerçek
suç" hikayesinin öncü bir örneğidir.
Soğukkanlılıkla'nın okurlardan gördüğü
yoğun ilgi üzerine Hollywood bu öyküyü iki kez sinema ekranına taşıdı. (Tanıtım
Büteninden)
.
Film : Capote (2005)
.
Yönetmen : Bennett Miller
Senaryo : Gerald Clarke, Dan Futterman
.
Oyuncular : Philip Seymour Hoffman - Truman Capote, Catherine Keener - Harper
Lee, Clifton Collins Jr. - Perry Smith, Chris Cooper - Alwin Dewey, Bruce
Greenwood - Jack Dunphy, Bob Balaban - William Shawn, James Durham - Genç
Gardiyan, Amy Ryan - Marie Dewey, Mark Pellegrino - Dick Hickock
.
Konu :
Kasım 1959’da, “Breakfast at
Tiffany’s/Tiffany’de Kahvaltı’nın yazarı ve jet sosyetenin sevilen isimlerinden
biri olan Truman Capote (Philip Seymour Hoffman) New York Times’ın arka
kapağında bir makale okur. Makalede Holcomb-Kansas’ın tanınmış çiftçi
ailelerinden Clutterlar’ın dört ferdinin öldürüldüğünü yazmaktadır. Gazetede
hemen her gün benzer hikayeler yayınlanmaktadır ama bu hikayedeki bir şey
Capote’nin dikkatini çeker. Bu hikaye, uzun süredir aklında olan, kurgu olmayan
bir yazının doğru yazarın elinde kurgu kadar etkili olacağı şeklindeki
teorisini test etmesine olanak tanımaktadır. Rüzgarların esip geçtiği,
otlakların ortasındaki bu küçük kasabada cinayetler nasıl bir etki yaratmıştır?
Kendi amacı doğrultusunda konu olarak bunu seçtiği için, katillerin asla
yakalanmamış olması sorun değildir. Capote The New Yorker dergisini kendini
görevlendirmeye ikna eder ve Kansas’a doğru yola çıkar. Yanında Alabama’dan
çocukluk arkadaşı Harper Lee (Catherine Keener) de bulunmaktadır. Harper Lee
birkaç ay içinde Pulitzer Ödülü kazanacak ve “To Kill a Mockingbird”ün yazarı
olarak şöhrete ulaşacaktır.
Çocuksu ses tonu, uçuk kaçık
davranışları ve sıradışı kıyafetleri kendini hâlâ Eski Batı olarak gören bu
kasabada önce düşmanlıkla karşılansa da, Capote kısa sürede yöre halkının
güvenini kazanır; en önemlisi de, cinayetleri soruşturan Kansas Soruşturma
Bürosu’ndan Alvin Dewey’nin (Chris Cooper). Las Vegas’ta yakalanan katiller
Perry Smith (Clifton Collins Jr.) ve Dick Hickock (Mark Pellegrino) Kansas’a
geri getirilerek mahkemeye çıkartılır, yargılanır ve ölüme mahkum edilirler.
Capote onları hapiste ziyaret edip yakından tanıdıkça, bir gazete makalesi
olarak planladığı şeyin aslında bir kitap, hem de çağdaş edebiyatın devleri
arasına girebilecek bir kitap olabileceğini fark eder. Şu an elindeki konu o
güne dek bir Amerikan yazarının işlediği en derin konudur: İki Amerika’nın
çatışması. Bir tarafta, Clutter ailesinin tanıdığı güvenli ve korunaklı
Amerika; diğer tarafta ise, katillerinin yaşadığı ahlaktan yoksun Amerika.
Capote’nin çoğunlukla umursamaz görüntüsünün ardında, muazzam hırslı bir yazar
vardır. Ama o bile kaderin ona getirdiğine inandığı kitabı, bu büyük kitabı,
yazıp yazamayacağını merak etmektedir. “Bazen, ne kadar iyi olabileceğini
düşündüğümde, soluğum kesiliyor” diye yazar bir arkadaşına.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder